Antik Çağlarda Kurban

İlk çağlardan itibaren, tanrılara ya da ruhani varlıklara ibadet yahut yüceltmek için sunulan canlı, cansız varlıklara kurban adı verilmektedir. Farsça’da hediye anlamına gelen kurban kelimesi dilimize Arapça’dan geçmiştir. İslamı kabul eden Türk devletlerinde kurban ile eş anlamlı olarak “yagış” kelimesi kullanılmaktaydı. Aynı zamanda ilk Türk devletlerinde kurban ibadetine ise “Kutlu ve değerli olan nesne” anlamına gelen “Idhuk” denilirdi.

İlk Türk Devletlerinde Kurban

Gök Türkler, Gök Tanrı’ya iyi dileklerini sunmak ve ibadetlerinin zorunlu bir gereği olarak belirli hayvanları kurban ederdi. Kurban edilecek hayvanın varsa yünleri kırpılmaz, sütü sağılmaz, sahibi binemez (Şamanlar bu kuralın dışındaydı) ve hiçbir şekilde yük vurulamazdı. Seçilen hayvanın zamanı gelince şamanlar tarafından toplu bir dini tören ve şarkılar eşliğinde kanı akıtılarak çevredeki halka dağıtılırdı. Kurbanın ardından ise 40 gün boyunca bütün ülkede şenlikler düzenlenir ve Gök Tanrıya övgüler içeren hediyeler verilirdi. Gök Türklerde kurban ibadetleri sadece belli bir dönemde gerçekleşirdi ve bu dönemi şamanlar Gök Tanrı ile iletişime geçerek belirlerdi.

(Antik Roma’da kurbanın tasvir edildiği bir gravür)

13a-triple_sacrifice_large

Orta Amerika’da Kurban

Orta Amerika’nın öbeklerinde yaşayan kadim Maya ve Aztek halkı için Venüs, evrenin sonunu getirebilecek bir tehditti. Özellikle Maya halkı, her 7 senede bir Venüs’ün öfkesini yeryüzünden sakındırmak için bakire kadınları taş veya obsidyen bir bıçak ile canlı canlı kalplerini sökerek kurban ayinlerini yerine getirirdi. Bunun yanında Aztek halkı ise kalp sökmenin canice bir ayin olacağını düşünmüş olacak ki(!) kurbanları, ölüme merdiven dayamış olan yaşlılardan seçmiş ve bu yaşlıları şehrin en tepesinde bulunan sunaklarda kafalarını keserek kurban ibadetlerini yerine getirmiştir .

(Mayalarda gerçekleştirilen bir kurban ayini)

569px-codex_magliabechiano_141_cropped

Sümer ve Anadolu Uygarlıklarında Kurban

Sümerlerde sıklıkla yapılan kurban ritüellerinde asıl gaye hastalıklardan korunmak ve tanrıların vermiş olduğu borçları (Sağlıklı olmak, zengin olmak, hasat mevsiminin verimli geçmesi vb.) ödemekti. Aynı zamanda hayvanların tanrının bir numaralı besin kaynağı olduğunu görmelerinden dolayı da sıklıkla hayvanlar kurban edilmekteydi. Sıklıkla kurban ibadetinin gerçekleştirildiği Sümerlerde, bazı hayvanların bazı tanrıların kurban sofrasında yer alamayacağı kurban verilirken dikkat edilmesi gereken önemli bir konuydu.

Sümerlere göre;

Güneş tanrısı Şamas’ın sunağında efendi Şakkan’a koyun eti,
Şamas’ın babası olan ay tanrısı Sin’in sunağında Tanrı Harru’ya inek eti,
Tanrıça olan Belet-şeri’ye kuş eti,
Tanrıça Ereş-kigal’e inek ve kuş eti kesinlikle sunulmazdı.

Anadolu’nun kadim halklarında ise tanrılara kurban adamak yaygın değildi ve sadece iç Anadolu bölgesinde yapılan bir ibadet olarak kendini gösterirdi. Hititlerde kurbanlar, hastalıklardan korunmak ve zengin olmak için verilirdi.

(Son olarak Rembrandt’ın çizmiş olduğu ünlü tablo “İshak’ın Kurban Edilişi” ile konumuzu kapatalım. Hristiyan ve Musevi alemince Hz. İbrahim’in, Hz. İshak’ı kurban ettiğine inanılır fakat Müslümanlar tarafından kurban edilen kişinin Hz. İsmail olduğu söylenmektedir.)

rembrandt-5195-ibrahimin-ishaki-kurban-etmesi

 

Ayrıca Kontrol Et

LEKELERİN TEMİZLİĞİ

Lekelerin Temizliği Yünlü, pamuklu, ipek kumaşlar için elinizin altındaki sihirli leke çıkartıcıyı biliyor musunuz? Kuru …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir