İlk Afişler ve Art Nouveau

Basılı duvar ilanlarının geçmişi her ne kadar 15. yüzyıla dayanırsa da, İngiltere’deki tipografik afişlere bir karşı çıkış niteliğindeki ilk renkli ve resimli afiş Paris’te 1866’da Jules Cheret tarafından gerçekleştirildi.

Cheret bu afişi Sarah Bernhardt’ın bir oyunu için tek renkli olarak tasarladı. Bir yandan taşbaskı tekniğiyle üretilerek ucuz ve kolay çoğaltılabilmesi, bir yandan da 1881 ‘de çıkarılan basın özgürlüğü ile ilgili Fransız yasası uyarınca resmi ilanlar için ayrılan alanlar ve kilise dışında her yere asılabilmesi afiş tasarımında büyük bir gelişmeye yol açtı. Sokaklar toplumun her kesiminden insanın izleyebildiği bir sanat galerisine dönüştü.

Bu konuda en büyük katkıda bulunan sanatçılar modern afişin babası kabul edilen Jules Cheret ve Eugene Grasset oldu. Cheret siyah dış çizgilerle belirlediği figürlerinin içinde kırmızı, sarı ve mavi gibi ana renkleri kullanarak grafik bir canlılık sağladı.

Kompozisyonunu afişin ortasına yerleştirdiği hareket halindeki figür ya da figürlerle kurdu. Konu ne olursa olsun, afişlerinde hep aynı güzel ve özgür genç kadın tipine yer verdi. Bu kadın tipiyle toplumda kadına yeni bir rol yakıştırdığı için bazıları onu kadın özgürlüğünün babası olarak görmüş-lerdir.

Cheret’nin popülerliğine rakip olan ilk sanatçı İsviçre asıllı Grasset‘ydi. Grasset’nin ortaçağ sanatını derinlemesine incelemiş olmasının etkileri egzotik Doğu sanatına duyduğu yakınlıkla birlikte tasarımlarına yansıdı. O da Cheret gibi, 1890’larda geleneksel tavra karşı çıkarak çiçek motifleri, organik biçimler ve akıcı yuvarlak çizgilerin kullanıldığı dekoratif art Nouveau üslubunu benimsedi ve bu üslubun Fransa’da yaygınlaşmasını sağladı.

Bu dönemde yetişen en büyük afiş sanatçısı Henri de Toulouse-Lautrec‘ti. Aynı zamanda ünlü bir ressam olan Toulouse-Lautrec “La Goulue Moulin Rouge’da” adlı afişle yeni bir çığır açtı.

Paris’in renkli gece yaşamını yansıtan birçok afiş tasarladı. Öbür art Nouveau sanatçılarının tersine, çevresini ve resimlediği insanları, özellikle de kadınları keskin bir gözlem gücü, dramatik ve gerçekçi bir üslupla ele aldı. Gece yaşamının perde arkasını verirken sarı bir ışıkla aydınlatılmış kompozisyonları, etkileyici renk alanları ve figürlerinin karikatüre yaklaşan yüz çizgileriyle kendine özgü bir üslup yarattı. Afişlerini hiçbir ön taslak yapmadan, doğrudan taş baskı kalıbının üstüne çiziyor, boyaları her zaman yanında taşıdığı bir diş fırçasıyla dikkatle yayarak tona] etkiler yaratıyordu. Toulouse-Lautrec’in yapıtları afiş tasarımında ölçüt kabul edilir hale geldi; hiçbir sanatçı yazı ile resmi bir bütün olarak kullanma konusunda onun gösterdiği başarıya ulaşamadı.

Bu dönemin başka bir ünlü adı da Çek Alphonse Mucha‘ydı. İlk afişini Sarah Bernhardt’ın başrol oynadığı Gismondo oyunu için yapan Mucha daha sonraki birçok çalışmasıyla art nouveau’nun en etki­leyici örneklerini ortaya koydu. Ülkesinin Moravya yöresi halk sanatından ve Bizans mozaiklerinden izler taşıyan motifler, büyü ve gizem dolu kadın figürleri kullanarak yarattığı özgün tarza “Mucha üslubu” adı verildi. Başka ülkelerde art nouveau afiş­ler yapan ünlü sanatçılar arasında İngiltere’de Aub­rey Beardsley, Beggarstaff kardeşler, Dubley Hardy ve Charles Rennie Mackintosh, Avusturya’da Kolo­man Moser, ABD’de Will Bradley ve Almanya’da Peter Behrens sayılabilir.

I. Dünya Savaşı sırasında radyonun ve elektronik haberleşme araçlarının henüz yaygınlaşmamış, buna karşılık baskı teknolojisinin gelişmiş olması afişi en önemli kitle iletişim aracı durumuna getirdi. Bu dönemin afişleri daha çok savaş propagandasına yönelikti.

Sanatsal açıdan bir özelliği bulunmayan bu afişlerin en ünlülerinden birini İngiltere’de Alfred Leete yaptı. Afişte işaret parmağını suçlayıcı bir pozda halka yönelten dönemin savaş bakanı Kont Kitchener, “Vatanının sana gereksinimi var”, diyordu.

Bu afişin Amerika’daki uyarlaması, Mont­gomery Flagg’ın yaptığı ‘Sam Amca’ ise bütün zamanların en çok sayıda basılan afişi oldu.

Ayrıca Kontrol Et

Dergi Tasarımı

Günümüzde hem görsel hem de işitsel iletişim araçları açısından teknoloji ne kadar ilerlese de eğlenme, öğrenme, haber alma, vb. ihtiyaçların giderilmesi açısından basılı materyallerin bireyler açısından vazgeçilmez bir yeri vardır.