Fovizm Akımı Nedir?

“Modern Sanat Sözlüğü” Fovizmin tarifine şöy­le başlar:

“Saf renklerin alabildiklerine gelişmesi, açılması temeline dayanan Fovizm, XX. i yüzyılın ilk sanat devrimidir.

Fovizm, programı, teorileri ile bir “ekol”, kesin bir akım değil, birkaç ressamın birleş­mesi, eşit kaygılarla çalışmasından doğmuş bir ha­rekettir.”

Gerçek bu olmakla beraber, Fovizm’i, Empres­yonizm ve Neo-Empresyonizm akımlarının bir sonu­cu, normal bir devamı olarak ele almak gerekir.

Bu iki ekol, önceden de gördüğümüz gibi, renk teorile­rini, bilimin renk üstündeki son buluşlarını kullana­rak onları resim plânına aktarmış, rengi, hiçbir sa­nat çağının görmediği parlaklığa yükseltmişlerdi.

Tablo onlarla ancak renkle, rengin bahşettiği zen­ginlikle yaşıyordu.

Fovizm, Empresyonizm ve Neo-Empresyonizm’in sağladığı renk egemenliğini sınırsız ve sistemsiz de­necek bir coşkunlukla kullandı. Renk “lirizması”, renk coşkunluğu bu akımla son basamağına çıkmış bulundu.

1905 yılının “Sonbahar Sergisi”nde Henri Matisse’in etrafına toplanan bir grup genç ressam, eserlerini bir salonda toplamış, Fovizm akımının ilk gösterisini böylece düzenlemişlerdi.

Fauve, Fransızca’da “yırtıcı hayvan” anlamına gelir. Fovizm’i de “yırtıcılık” diye çevirebiliriz.

Bu isim, yeni ressamlara, 1906 sergisinde, sanat eleş­tirmecisi Louis Vauxcelles tarafından verilmişti.

Genç ressamların çok şiddetli renklerle örtülü tablo­larının bulunduğu salonun ortasında bir heykeltıraşın ölçülü, klâsik bir eserini gören Vauxcelles, “Bu Donatello’nun -bir Rönesans heykelcisi- bu aslanlar, kaplanlar, yırtıcı hayvanların arasında ne işi var?” diye bir nükte atmıştı.

Pek beğenilen bu “yırtıcı hay­vanlar” adı ressamlarca da kabul edildi ve Fovizm, yırtıcı hayvanlık Matisse ve arkadaşlarının firma­sı oldu.

Fovistler renk taşkınlığına sınır bilmiyorlardı. Henri Matisse, Andre Derain, Vlaminck, Camoin, Manguin, Friesz ve Raoul Dufy o güne kadar hiçbir res­samın uygulamaya cesaret etmediği aşırı renk âhenklerini başarıyorlardı. Örneğin, güneş batışını tas­vir eden bir tabloda ağaç kütükleri düpedüz kırmızı, yada turuncu, karşı dağlar masmavi, yada mordu. Yer kanarya sarısı, yapraklar çiğ yeşildi. Resimde iki renk kıymetini birbirine bağlayan “geçiş renkle­ri” denilen griler, sönük kıymetler genç ressamların tablolarında hemen hemen yok denilecek kadar az­dı. Her tablo, asılı bulunduğu duvarda, bir renk bom­bası şiddetiyle patlıyor, birbirine zıt, karşıt renkle­riyle gözleri sanki hırpalıyordu.

Fovizm, resim dünyasında bir an parlayıp çabuk sönen, ama yüzyılımızın başında değerli eserler vere­rek yeni yollar açan bir “havaî fişek” gibi oldu. Za­manla Fov’lar, teker teker başlangıçtaki heyecanla­rını yitirdiler, kişiliklerine büründüler. Henri Matisse Doğu minyatürlerini inceleyerek bilinen üslûbu­na kavuştu. Andre Derain klâsik geleneklere saplan­dı, kara, koyu renkli paleti benimsedi, renk cümbü­şünden vazgeçti. İlkin ateşli birer “yırtıcı hayvan” olan Marquet, Friesz, Braue, Rouault, Van Dongen ve başkaları daha mülayim, daha ölçülü renk âhenklerine döndüler.

Ayrıca Kontrol Et

ebru sanatı örnekleri

Ebru Sanatı nedir? Nasıl yapılır?

Ebru sanatı; Geven adlı bir bitkinin liflerinden elde edilen bir tür akışkan yapıştırıcı özelliğini barındıran sıvının sulandırılalarak yoğun bir su üzerinde, terementin ile sulandırılmış yağlıboyanın damlatılarak yapılan yüzey düzenlemeyi bir kağıt üzerine aktarılmısı sanatına diyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir