Fransa’da 1905’e doğan, fovizmin hareketinin önce, uluslararası anlatımcılık akımının estetik anlayışına bağlandığı görülür.
Van Gogh’un renkçiliğini Toulouse-Lautrec’in ve Montmartreli desencilerin anlatımcılık öncesi tutumlarıyla birleştirdiği için, fovizm hareketinin kökeni oldukça karmaşıktır.
Başlangıçta, “fovlar” (Marquet, Vlaminck, Van Dongen, Rouault) Matisss’in etkisiyle, bağdaşık bir topluluk oluşturdular; ama bu genç ressamlardan yalnızca Rouault, ömrünün sonuna kadar “fov” estetiğinin savunucularından biri olarak kaldı ve zamanla gerçek bir anlatımcı oldu.
Görülmemiş bir ustalıkla, bol boya kullanarak ve şiddetli renklerden yararlanarak yaptığı resimlerinde, toplumdaki haksızlıklara başkaldırışını dile getirdi.