Romantizm 18. Yüzyılda klasisizme tepki olarak doğan bir edebi akımdır.
Doğuş yeri Fransa’dır. 19. Yüzyılda tüm Avrupa’ya yayılmış olan bu akım Avrupa’da benimsenmiştir.
Ortaya çıkış süreci incelendiği zaman 1789 Fransız İhtilali sonrasında gerçekleşen toplumsal, düşünsel ve siyasi yapıların etkileri görülmektedir.
Aydınlanma çağı düşünürleri arasında yer alan Montesquieu, Rousseau, Voltaire ve Diderot gibi düşünürlerin yapmış olduğu öncülükte insanların hal ve özgürlükleri için savaş verişmiştir.
Toplumsal gelişmenin önünde oluşan tüm engellere karşı savaş açılmıştır. Fransız İhtilali de bu birikimlerin sonucunda gerçekleşmiştir.
Klasisizm akımı güçlü kralcılık rejiminin ürünü ve kuralcıdır ancak romantizm Fransız İhtilali sonrasının überai ve özgürlükçü havasının ürünü olarak ortaya çıkmıştır.
Aydınlatma çağının sanatsal, düşünsel, toplumsal ve siyasi birikimleri romantizm akımını beslemiş olan temel kaynakların başında geliyor.
Victor Hugo romantizmin ilkelerini “Cromwell” oyununun ön sözlerinde açıkça belirtmiştir.
Romantizmin Özellikleri
- Romantizm akımına destek veren sanatçılar, klasisizm sanatçılarının akıl ve sağduyusuna karşılık dizginlenemeyecek türde coşku, duygu ve hayali sunmuştur. Lirik şiir yapısı romantizm sayesinde tekrardan dirilmiştir.
- İnsanın doğasını değil de dış dünyayı olabildiğince renkli ve göz alıcı bir biçimde betimlemişlerdir.
- Eski Yunan edebiyatı ve Latin Edebiyatı değil de çağdaş edebiyatları örnek almışlardır. Din duygusu bu akımla beraber önem kazanmıştır ve konu olarak Hristiyanlık mucizeleri ile beraber Ortaçağ efsaneleri birlikte işlenmiştir. Kimi konular tarihten alınırken kimi konular da günlük yaşamdan alınmıştır.
- Sanatçılar eserleri içerisinde kendi kişiliklerini gizlememişlerdir. Yaptıkları sanatı toplumu dönüştürmede bir araç olarak kullanmışlardır ve toplum için sanat anlayışına bağlı kalmışlardır.
- Romantizm sanatçıları klasisizmin vermiş olduğu tüm dil ve edebi kuralları yıkmışlardır ve kendileri de katı kuralcılıktan olabildiğince uzak durmuşlardır. Kapalı ve süslü bir üslup kullanarak şairane anlatımı benimsemişlerdir.