Resim hocam Birlikte resim çiziyoruz
Klasisizm Nedir?
Klasisizm genel bir tanım ile açıklanacağı zaman Roma ve Antik Yunan sanatını temel almış olan tarihsel bir yaklaşım ve estetik bir tutumdur.
1660 Ekolü olarak da yer almaktadır. Bu akım yeniden doğuş olarak nitelendirilen Rönesans döneminde büyük bir yol kat ederek gelişmiştir.
Akımın izlerine baktığımız zaman bir önceki dönemde Montaigne, Rebelais, Aristoteles gibi isimleri görüyoruz.
klasisizm romantizm realizm,
Klasisizmin temel öğeleri incelendiği zaman akıcılık, soyluluk, sınırlılık, açıklık, idealizm, evrensellik, ölçülülük, denge, güzellik ve görkemlilik gibi öğeler ön plana çıkmaktadır.
Bu akıma göre bir eserin klasik olarak nitelendirilebilmesi için içerisinde bu özellikleri barındırması gerekiyor.
Özetleyecek olursak klasik olarak nitelendirilecek olan bir eser, bir üslubun en yetkin ve uyumlu ifadesini bulmuş olduğu eserdir.
Bu akım temellerini Rönesans aristokrasisinden almaktadır. Akım bir bakıma da aristokrasinin ürünü denilebilir.
Klasisizm Akımının Özellikleri
17. yüzyılın 2. Döneminde Fransa’da ortaya çıkmış olan bu akımın konusu eski Yunan ve Roma mitolojisinden esinlenilmiştir.
Akım mükemmeliyetçi özelliğini taşımaktadır ve ana dil esas alınmıştır. Toplumun özelliklerine değil de “Sanat sanat içindir” anlayışı üzerine eserler ortaya koymuştur.
Akımın sanatçıları eserlerinde kimliklerini açıkça gizlemişlerdir. Klasisizm eserleri incelendiği zaman değişmeyen tiplere yer verilmiştir.
Fiziksel ve sosyal çevrenin çok fazla önemi yoktur çünkü değişkenlik gösterebilmektedir.
Akımın eserlerinde kullanılmış olan dilin türü seçkinlerin dilidir.
Anlatımı incelendiği zaman ise süssüz ve yalın bir dil kullanıldığı gözükmektedir.
Bu akımda özellikle tiyatro ve deneme türleri bir hayli gelişmiştir. Tiyatro eserleri incelendiği zaman 3 birlik kuralına(olay – yer – zaman birliği) uyulduğu açıkça gözlenmektedir.
Bu akımda konunun işlenişi konudan daha önemlidir. Kahramanlar ruhsal özellikleri ile ele alınmıştır.
Akıl, sağduyu ve doğa önemlidir.
Klasisizm akımında mantık ve ölçü önemliyken düş ve duyguya çok önem verilmemiştir.
