
6 Nisan 1483 yılında İtalya’da Urbino kentinde doğdu. Babası da kendisi gibi bir ressamdı .
Rönesans’ın en etkileyici ressamlarındandır. 16 yaşında çizdiği tablolar literatürde yerini almıştır.
‘’Havva’nın Yaratılışı ‘’ ilk etkileyici işidir. ’’Trinite’’ yerini sağlamlaştırmıştır.
Rönesans’ın 3. atlısıdır. Michelangelo ve Leonardo da Vinci diğer 2 atlıdır.
Urbino’da yaptığı resimlerde daha çok Melozzo de Forli ve Pietro’nun etkisinde kalmıştır.
1503 yılın yaptığı ‘’TaçGiyme’’ tablosunda ustası olan Petro’nun üslubu göze batar.
1504 de ‘’çizdiği ‘’Kutsal Bakirenin Evlenmesi’’ ile kendi üslubunu yakalamaya başlamıştır.
Floransa’da Michelangelo ve Leonardo da Vinci etkisi ile Rönesans rüzgârına kapılarak resme devam etmiştir. Diğer 2 dehaya göre daha uyumlu bir hayat sürmüştür. 2 üstadında takdirini kazanmıştır.
Roma’da papa için çalışmıştır.
Michelangelo’nun yaptığı Sistine Kilisesinde kütüphaneyi tabloları ile dekore etmiştir. Resimlerinde kullandığı figürlerdeki zarafet müthiştir.
Resimlerinde sükûnet hâkimdir, renklerdeki ahenk tüm görenleri büyülemiştir. Özellikle resimdeki bütünlük ve berraklık onu farklı bir yere koymuştur. ‘’Madonna’’ portreleri ile bütün dünyayı hala kasıp kavurmaktadır.
Hiçbir ressamda o tat o zariflik bulunamamaktadır. Avrupa Klasik resminin başlangıcı Raffaello’ dur.
Tarihi konularda gerçekçi bir üslup izlemiştir. Dini konularda ise son derece saygılıdır.
1514 de Papa’nın emri ile Saint Peder Bazilikasında baş mimar olar görev almıştır. 37 yaşında 1520 yılında ölmüştür.
Sanatçı kaprisleri olmayan halkın içinde mülayim bir insan olarak hep saygı duyulmuştur. ‘’Atina Okulu’’ en gözde eseridir.
Bütün resimlerinde kendi çizgisini hep korumuştur. ‘’Göğe Yükselme’’ tablosunda ki güç ve ifade yıllardır modern resimde bile çözülememiş ve hayranlık uyandırmıştır.
Mozaik sanatında birçok eser vermiştir. Tabiatla yarıştığını hep ifade etmiştir, mezar taşında bile buna yer verilmiştir.