Gravür Nedir? Gravürün Tarihi
Gravür bir baskı tekniğidir. Daha çok matbaacılıkta ve sanat ürünlerinde kullanılır.
Ahşapın, metalin veya taş levhanın üzerine kolaylıkla baskısı yapılabilir.
Elle kazıyarak veya asite koyarak ortaya şekil belirlenir. Daha sonra mürekkep yardımıyla sıvanır.
Yüzeyde hiçbir boya kalmaz ve çukurların içerisinde mürekkep bulunur.
Çukur içerisinde kalan mürekkep görüntü baskı tekniği kullanılarak kağıda aktarılır.
İlk olarak 15. Yüzyılda ortaya çıkmıştır ve o günlerden bu günlere kadar sanatçılar tarafından her zaman yaygın bir şekilde kullanılmıştır.
Geliştirilmeye açık bir resim tekniği olan gravür bir zamanlar kitapların üzerinde de yer almıştır.
İlk gravürlü dergi Osmanlı İmparatorluğu ile alakalıydı. 1854, 1856 yılları arasında yapılan Kırım Savaşı’yla 1877, 1878 yılları arasında yapılan Türk, Rus savaşı sırasında ortaya çıkan görüntüleri dergilere taşımak amacıyla gravür resim tekniğinden yararlanılmıştır.
O zamanların dergisinde gravür ile yapılmış olan İstanbul resimleri ve Paris resimleri çoğunluktaydı.
İstanbul’da çıkartılan ilk dergi ise ‘’Servet-i Fünun’’ dur. Gravür ve taş baskı yöntemi kullanılarak ortaya çıkartılmıştır.
İlk olarak Hollanda’da bulunan gravür daha sonrasında tüm diğer ülkelere de yayılmaya başlamıştır.
Gravür’ün amacı daha çok eski yaşantıları göstermek, eski sanatları ve çağı göstermek içindir.
Gravür tekniğini kullanarak bir çok resim üretmiş olan kişiler şunlardır; ‘’Robert Monteuil, Jean Pense, Marca Antonio’’ gibi isimlerdir.
Gravür’ün bu kadar çok tercih edilmesinin sebebi diğer resim sanatlarına göre çok daha kolay bir şekilde çoğaltılabiliyor olmasıdır.
Ayrıca resim daha belirgindir. Sadelik ve gerçekçilik üzerine bir resim oluşturmak isteniyorsa ilk olarak gravür’e başvurulurdu.