“Resim, eldekileri ve etraftakileri değerlendirerek yapıldığında kıymeti artar.” bu sözü veya benzeri bir sözü muhtemelen daha önce duymuşsunuzdur.

Bu söze katılmamak elde değil çünkü aksini ispatlayacak hiçbir sonuç yok. Sanatınızı kâğıda aktarmak ve bunu yaparken de tutumlu davranmak, zannımca size göre de bambaşka bir duygudur.

Bugün sizlerle birlikte diğer resim yapma teknikleri arasından çok farklı bir tekniği ele alacağız.

Yağlı boya tekniğinde, tuvalinizin üzerindeki desen değil de ortaya koyduğunuz renklendirme her şeyden daha çok ön plandadır ve önem arz etmektedir.

Evet desen her ne kadar önemli olsa da yağlı boya tekniği ile birleştiğinde boya, kesinlikle daha çok sırıtacağından çok fazla detaylı bir şekil değil de basit bir çizim ortaya koymak doğru karar olacaktır.

Yağlı boya tekniği nasıl yapılır?

Yağlı boya tekniğinde tuvalimize basitçe şeklimizi çizdikten sonra, çiziminiz üzerinde farklı kompozisyonları değerlendirebilirsiniz.

Yağlı boya tekniğini uygularken, çiziminiz her ne kadar basit olsa da desenler alanında kendinizi daha önceden geliştirmiş olmanız gerekir.

Aksi takdirde her ne kadar boya ön planda olursa olsun deseninizin basitliği ve acemiliği, tablonun bütününe yansıyacağından hoş bir manzarayla karşılaşmama durumunuz oldukça yüksek.

Boya konusunda hassas olmayı gerektiren yağlı boya tekniğinde boyaları karıştırmak oldukça basittir. Örneklendirerek anlatırsak, temiz bir paletin üzerine beyaz boyayı bir top şeklinde bekletip yanınada bordo rengini istiflerseniz, istediğiniz saydamlıktaki rengi elde edebilmek için beyazdan azar azar alıp bordo ile karıştırmanız gerekir.

Michelangelo’dan tutup Vincent Van Gogh’a kadar uzatabileceğiniz yağlı boya tekniği, farklı anlamları bir araya koyabilmek için gerçekten mükemmel bir tekniktir. Leanorda da Vinci’nin Son Akşam Yemeği tablosu bunun en büyük örneği olabilir.